Efe
New member
Sosyal Biliş Yaklaşımı Nedir?
Sosyal biliş yaklaşımı, insanların düşünme, anlama, hatırlama ve sosyal etkileşimlerinde bilişsel süreçlerin nasıl şekillendiğini inceleyen bir psikolojik teoridir. Bu yaklaşım, bireylerin çevreleriyle etkileşimleri sırasında nasıl bilgi edindiklerini, işlediklerini ve bu bilgiyi nasıl davranışa dönüştürdüklerini anlamaya çalışır. Sosyal biliş, bireylerin toplumsal ortamlarda karşılaştıkları sosyal durumlara nasıl tepki verdiği ve bu tepkiyi şekillendiren zihinsel süreçlerin analizidir.
Sosyal biliş yaklaşımının temeli, insanların toplumsal bilgiyi işleme biçimlerinin, onların kişisel düşünce sistemlerine, inançlarına ve değerlerine dayandığını öne sürer. Bu bakış açısına göre, bilişsel yapılar (şemalar ve şematik bilgi) insanların sosyal dünyayı nasıl algıladıklarını, anlamlandırdıklarını ve değerlendirdiklerini etkiler. Bu süreç, bireylerin sosyal ortamlarını ve sosyal etkileşimlerini nasıl değerlendirdiği, hatırladığı ve davrandığı üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir.
Sosyal Bilişin Temel Kavramları
Sosyal biliş yaklaşımı, sosyal davranışların ardında yatan bilişsel süreçleri anlamaya yönelik birçok temel kavramı içerir. Bu kavramlar arasında şemalar, sosyal algı, atıflar ve bilişsel çarpıtmalar öne çıkar.
1. **Şemalar**: Şemalar, bireylerin sosyal dünyalarını anlamlandırırken başvurduğu zihinsel yapılar veya kalıplardır. Sosyal şemalar, bireylerin insanlara, olaylara veya sosyal durumlara dair sahip olduğu genel bilgi birikimidir. Örneğin, bir kişinin "öğretmen" kavramına dair şeması, öğretmenleri nasıl algılayacağını ve bu rolü nasıl değerlendireceğini belirler.
2. **Sosyal Algı**: Sosyal algı, bireylerin diğer insanları nasıl algıladığı ve değerlendirdiği ile ilgilidir. Bireylerin, çevrelerindeki kişilere dair oluşturdukları ilk izlenimler ve bu izlenimlere dayalı olarak yaptıkları değerlendirmeler, sosyal algının temelini oluşturur. Örneğin, bir kişiyle ilk kez karşılaştığınızda onun fiziksel görünümüne, davranışlarına ve konuşmalarına göre bir algı oluşturursunuz.
3. **Atıf Yapma**: Atıf yapma, bir kişinin davranışlarını veya başına gelen olayları anlamlandırmaya yönelik zihinsel bir süreçtir. İnsanlar, sosyal etkileşimlerde başkalarının davranışlarını anlamak için genellikle neden-sonuç ilişkileri kurar. Örneğin, bir kişi başka birinin neden sinirlendiğini anlamaya çalışırken, bu kişinin kişisel özelliklerine veya çevresel koşullara atıfta bulunabilir.
4. **Bilişsel Çarpıtmalar**: Bilişsel çarpıtmalar, bireylerin sosyal durumları yanlış veya eksik bir şekilde değerlendirmesine neden olan düşünsel hatalardır. Bu tür çarpıtmalar, yanlış kararlar ve olumsuz sosyal etkileşimler yaratabilir. Örneğin, aşırı genelleme veya olumlu ve olumsuz olayların birbirine karıştırılması gibi bilişsel çarpıtmalar yaygın örneklerdir.
Sosyal Biliş Yaklaşımının Temel Prensipleri
Sosyal biliş yaklaşımının temel prensipleri, insanların sosyal dünyalarını nasıl algıladığını ve anlamlandırdığını daha derinlemesine incelememize olanak tanır. Bu prensipler, insan düşüncesinin ve davranışlarının çok yönlü bir süreç olduğuna dikkat çeker.
1. **Bilişsel İşleme**: İnsanlar sosyal dünyalarındaki bilgiyle aktif olarak etkileşim halindedir. Bu etkileşim, çeşitli bilişsel süreçler aracılığıyla gerçekleşir. Bilgi, dikkat, algı, hafıza ve düşünme süreçlerinin bir araya gelerek sosyal durumları değerlendirmemizde rol oynar. Örneğin, bir kişinin bir toplulukta nasıl davrandığı, onun geçmiş deneyimlerine, bilgi birikimine ve mevcut bilişsel çerçevesine göre şekillenir.
2. **Kişisel İnançlar ve Değerler**: Sosyal biliş, insanların sahip olduğu kişisel inançlar ve değerlerin sosyal etkileşimleri nasıl yönlendirdiğini vurgular. Bireylerin değerleri, onların toplumsal normlara nasıl tepki verdiklerini ve toplumdaki diğer bireylerle ilişkilerini nasıl yapılandırdığını belirler. Örneğin, bir bireyin ahlaki değerleri, onun başkalarına karşı tutumlarını ve davranışlarını etkiler.
3. **Zihinsel Yapıların Etkisi**: Bireylerin sosyal etkileşimlerinde kullandığı zihinsel yapılar, onların davranışlarını şekillendirir. Bu zihinsel yapılar, şemalar, kurallar ve genel bilgi birikimlerinden oluşur. Sosyal dünyayı bu yapılar aracılığıyla algılamak, bireylerin dünyaya nasıl tepki verdiklerini belirler. Sosyal biliş yaklaşımı, bu yapıları inceleyerek insanların düşünsel süreçlerinin nasıl şekillendiğini anlamaya çalışır.
Sosyal Biliş ve Sosyal Davranış
Sosyal biliş, bireylerin sosyal dünyadaki davranışlarını anlamada önemli bir rol oynar. Sosyal bilişin, bireylerin başkalarıyla etkileşimlerinde nasıl davrandıkları üzerinde doğrudan etkisi vardır. Örneğin, bir kişi başka birinin davranışlarını yanlış anlamışsa, bu yanlış algı sosyal ilişkilerde yanlış anlaşılmalara ve çatışmalara yol açabilir.
Sosyal biliş aynı zamanda sosyal etkileşimlerde empati, duygusal zeka ve toplumsal normlara uyum gibi becerilerin gelişimini de etkiler. Empati, başkalarının duygusal durumlarını anlamak ve bu durumlara uygun şekilde tepki vermek olarak tanımlanabilir. Sosyal biliş yaklaşımı, bu tür becerilerin bilişsel süreçlerle nasıl ilişkilendirildiğini ve insanların birbirlerine nasıl sosyal olarak uyum sağladıklarını incelemeye yönelik bir alan oluşturur.
Sosyal Bilişin Günlük Hayattaki Yeri
Günlük hayatta sosyal biliş, bireylerin çevreleriyle ve diğer insanlarla sağlıklı ilişkiler kurabilmesi için kritik bir öneme sahiptir. Sosyal biliş sayesinde insanlar, toplumsal normları, kültürel değerleri ve kişisel sınırları anlamlandırabilirler. Ayrıca, sosyal biliş, bireylerin kendi duygusal durumlarını ve başkalarının duygusal tepkilerini daha iyi anlamalarına olanak tanır.
İnsanlar, sosyal etkileşimlerde daha etkili olabilmek için bilişsel çarpıtmaları tanımalı ve bu çarpıtmaları düzeltmek için çaba sarf etmelidirler. Örneğin, bir kişinin yanlış bir şekilde başka birini dışladığını düşündüğü bir durumda, bu kişi, bu düşünceyi sorgulamalı ve daha nesnel bir değerlendirme yaparak daha sağlıklı bir sosyal etkileşimde bulunmalıdır.
Sonuç
Sosyal biliş yaklaşımı, bireylerin sosyal dünyayı nasıl algıladığını ve bu algıların nasıl sosyal davranışlara dönüştüğünü anlamamıza yardımcı olan önemli bir teoridir. Sosyal bilişin temel kavramları ve prensipleri, bireylerin sosyal etkileşimlerde ne şekilde düşünsel süreçler kullandıklarını açıklar. Bu yaklaşım, insan ilişkilerinin ve toplumsal etkileşimlerin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamakta ve bireylerin empatik beceriler geliştirmesine yardımcı olmaktadır. Sosyal biliş, aynı zamanda toplumsal normları ve kültürel değerleri anlamada önemli bir araçtır, bu nedenle toplumsal uyum ve sağlıklı ilişkiler için önemli bir rol oynamaktadır.
Sosyal biliş yaklaşımı, insanların düşünme, anlama, hatırlama ve sosyal etkileşimlerinde bilişsel süreçlerin nasıl şekillendiğini inceleyen bir psikolojik teoridir. Bu yaklaşım, bireylerin çevreleriyle etkileşimleri sırasında nasıl bilgi edindiklerini, işlediklerini ve bu bilgiyi nasıl davranışa dönüştürdüklerini anlamaya çalışır. Sosyal biliş, bireylerin toplumsal ortamlarda karşılaştıkları sosyal durumlara nasıl tepki verdiği ve bu tepkiyi şekillendiren zihinsel süreçlerin analizidir.
Sosyal biliş yaklaşımının temeli, insanların toplumsal bilgiyi işleme biçimlerinin, onların kişisel düşünce sistemlerine, inançlarına ve değerlerine dayandığını öne sürer. Bu bakış açısına göre, bilişsel yapılar (şemalar ve şematik bilgi) insanların sosyal dünyayı nasıl algıladıklarını, anlamlandırdıklarını ve değerlendirdiklerini etkiler. Bu süreç, bireylerin sosyal ortamlarını ve sosyal etkileşimlerini nasıl değerlendirdiği, hatırladığı ve davrandığı üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir.
Sosyal Bilişin Temel Kavramları
Sosyal biliş yaklaşımı, sosyal davranışların ardında yatan bilişsel süreçleri anlamaya yönelik birçok temel kavramı içerir. Bu kavramlar arasında şemalar, sosyal algı, atıflar ve bilişsel çarpıtmalar öne çıkar.
1. **Şemalar**: Şemalar, bireylerin sosyal dünyalarını anlamlandırırken başvurduğu zihinsel yapılar veya kalıplardır. Sosyal şemalar, bireylerin insanlara, olaylara veya sosyal durumlara dair sahip olduğu genel bilgi birikimidir. Örneğin, bir kişinin "öğretmen" kavramına dair şeması, öğretmenleri nasıl algılayacağını ve bu rolü nasıl değerlendireceğini belirler.
2. **Sosyal Algı**: Sosyal algı, bireylerin diğer insanları nasıl algıladığı ve değerlendirdiği ile ilgilidir. Bireylerin, çevrelerindeki kişilere dair oluşturdukları ilk izlenimler ve bu izlenimlere dayalı olarak yaptıkları değerlendirmeler, sosyal algının temelini oluşturur. Örneğin, bir kişiyle ilk kez karşılaştığınızda onun fiziksel görünümüne, davranışlarına ve konuşmalarına göre bir algı oluşturursunuz.
3. **Atıf Yapma**: Atıf yapma, bir kişinin davranışlarını veya başına gelen olayları anlamlandırmaya yönelik zihinsel bir süreçtir. İnsanlar, sosyal etkileşimlerde başkalarının davranışlarını anlamak için genellikle neden-sonuç ilişkileri kurar. Örneğin, bir kişi başka birinin neden sinirlendiğini anlamaya çalışırken, bu kişinin kişisel özelliklerine veya çevresel koşullara atıfta bulunabilir.
4. **Bilişsel Çarpıtmalar**: Bilişsel çarpıtmalar, bireylerin sosyal durumları yanlış veya eksik bir şekilde değerlendirmesine neden olan düşünsel hatalardır. Bu tür çarpıtmalar, yanlış kararlar ve olumsuz sosyal etkileşimler yaratabilir. Örneğin, aşırı genelleme veya olumlu ve olumsuz olayların birbirine karıştırılması gibi bilişsel çarpıtmalar yaygın örneklerdir.
Sosyal Biliş Yaklaşımının Temel Prensipleri
Sosyal biliş yaklaşımının temel prensipleri, insanların sosyal dünyalarını nasıl algıladığını ve anlamlandırdığını daha derinlemesine incelememize olanak tanır. Bu prensipler, insan düşüncesinin ve davranışlarının çok yönlü bir süreç olduğuna dikkat çeker.
1. **Bilişsel İşleme**: İnsanlar sosyal dünyalarındaki bilgiyle aktif olarak etkileşim halindedir. Bu etkileşim, çeşitli bilişsel süreçler aracılığıyla gerçekleşir. Bilgi, dikkat, algı, hafıza ve düşünme süreçlerinin bir araya gelerek sosyal durumları değerlendirmemizde rol oynar. Örneğin, bir kişinin bir toplulukta nasıl davrandığı, onun geçmiş deneyimlerine, bilgi birikimine ve mevcut bilişsel çerçevesine göre şekillenir.
2. **Kişisel İnançlar ve Değerler**: Sosyal biliş, insanların sahip olduğu kişisel inançlar ve değerlerin sosyal etkileşimleri nasıl yönlendirdiğini vurgular. Bireylerin değerleri, onların toplumsal normlara nasıl tepki verdiklerini ve toplumdaki diğer bireylerle ilişkilerini nasıl yapılandırdığını belirler. Örneğin, bir bireyin ahlaki değerleri, onun başkalarına karşı tutumlarını ve davranışlarını etkiler.
3. **Zihinsel Yapıların Etkisi**: Bireylerin sosyal etkileşimlerinde kullandığı zihinsel yapılar, onların davranışlarını şekillendirir. Bu zihinsel yapılar, şemalar, kurallar ve genel bilgi birikimlerinden oluşur. Sosyal dünyayı bu yapılar aracılığıyla algılamak, bireylerin dünyaya nasıl tepki verdiklerini belirler. Sosyal biliş yaklaşımı, bu yapıları inceleyerek insanların düşünsel süreçlerinin nasıl şekillendiğini anlamaya çalışır.
Sosyal Biliş ve Sosyal Davranış
Sosyal biliş, bireylerin sosyal dünyadaki davranışlarını anlamada önemli bir rol oynar. Sosyal bilişin, bireylerin başkalarıyla etkileşimlerinde nasıl davrandıkları üzerinde doğrudan etkisi vardır. Örneğin, bir kişi başka birinin davranışlarını yanlış anlamışsa, bu yanlış algı sosyal ilişkilerde yanlış anlaşılmalara ve çatışmalara yol açabilir.
Sosyal biliş aynı zamanda sosyal etkileşimlerde empati, duygusal zeka ve toplumsal normlara uyum gibi becerilerin gelişimini de etkiler. Empati, başkalarının duygusal durumlarını anlamak ve bu durumlara uygun şekilde tepki vermek olarak tanımlanabilir. Sosyal biliş yaklaşımı, bu tür becerilerin bilişsel süreçlerle nasıl ilişkilendirildiğini ve insanların birbirlerine nasıl sosyal olarak uyum sağladıklarını incelemeye yönelik bir alan oluşturur.
Sosyal Bilişin Günlük Hayattaki Yeri
Günlük hayatta sosyal biliş, bireylerin çevreleriyle ve diğer insanlarla sağlıklı ilişkiler kurabilmesi için kritik bir öneme sahiptir. Sosyal biliş sayesinde insanlar, toplumsal normları, kültürel değerleri ve kişisel sınırları anlamlandırabilirler. Ayrıca, sosyal biliş, bireylerin kendi duygusal durumlarını ve başkalarının duygusal tepkilerini daha iyi anlamalarına olanak tanır.
İnsanlar, sosyal etkileşimlerde daha etkili olabilmek için bilişsel çarpıtmaları tanımalı ve bu çarpıtmaları düzeltmek için çaba sarf etmelidirler. Örneğin, bir kişinin yanlış bir şekilde başka birini dışladığını düşündüğü bir durumda, bu kişi, bu düşünceyi sorgulamalı ve daha nesnel bir değerlendirme yaparak daha sağlıklı bir sosyal etkileşimde bulunmalıdır.
Sonuç
Sosyal biliş yaklaşımı, bireylerin sosyal dünyayı nasıl algıladığını ve bu algıların nasıl sosyal davranışlara dönüştüğünü anlamamıza yardımcı olan önemli bir teoridir. Sosyal bilişin temel kavramları ve prensipleri, bireylerin sosyal etkileşimlerde ne şekilde düşünsel süreçler kullandıklarını açıklar. Bu yaklaşım, insan ilişkilerinin ve toplumsal etkileşimlerin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamakta ve bireylerin empatik beceriler geliştirmesine yardımcı olmaktadır. Sosyal biliş, aynı zamanda toplumsal normları ve kültürel değerleri anlamada önemli bir araçtır, bu nedenle toplumsal uyum ve sağlıklı ilişkiler için önemli bir rol oynamaktadır.