Mevcûd Ne Demek ?

Mert

New member
Mevcûd Ne Demek?

Mevcûd, Türkçeye Arapçadan geçmiş bir kelimedir ve "var olan", "bulunan" ya da "mevcut" anlamlarında kullanılır. Felsefi ve dini anlamda ise "varlık" anlamına gelir. Bu kelime, varlık ile ilgili düşünce sistemlerinde, özellikle İslam felsefesinde sıkça yer bulmuş bir terimdir. Felsefi açıdan mevcûd, sadece fiziksel varlıkları değil, varlık anlayışının ötesinde, zihinsel ve manevi varlıkları da ifade edebilecek bir kavramdır. Bu makalede, mevcûd kelimesinin anlamını, kullanım alanlarını, tarihsel kökenini ve felsefi bağlamdaki önemini ele alacağız.

Mevcûd Kelimesinin Kökeni ve Anlamı

Mevcûd kelimesi, Arapçadaki "وجد" (vücut) kökünden türetilmiştir. Bu kök, bir şeyin var olması ya da bulunması anlamına gelir. Arapçada "mevcûd" kelimesi, "bulunan", "var olan" anlamlarında kullanılırken, Türkçede de benzer şekilde varlık ya da mevcut anlamında yerleşmiştir. Bu kelime, özellikle dini ve felsefi metinlerde, varlık kavramı ile ilişkili olarak daha derin bir anlam kazanır.

Bir şeyin mevcûd olması, onun var olduğunun kabul edilmesi demektir. Felsefede, varlık ve mevcûd arasındaki ilişki sorgulanırken, varlık bir gerçeklik olarak kabul edilirken mevcûd, bu gerçekliğin bir yansıması veya somut hale gelmiş bir hali olarak değerlendirilir. İslam düşüncesinde mevcûd, genellikle Allah’ın yarattığı varlıkların tümünü ifade etmek için kullanılır.

Mevcûd’un Felsefi ve Dini Anlamı

Mevcûd, yalnızca günlük dildeki bir kavram olmanın ötesine geçer ve özellikle felsefe ve teolojide farklı anlamlar taşır. İslam felsefesinde, "mevcûd" Allah tarafından yaratılmış her şey için kullanılır. Ancak burada önemli bir nokta, her varlık mevcûd değildir; bazı düşünürlere göre, yalnızca Allah’ın yarattığı her şey gerçek anlamda mevcûddur. Bu bağlamda, mevcûd olma, varlık olma durumunun bir tür derin anlamıdır.

İslam düşünürlerinden İbn Sina, varlıkları iki ana gruba ayırır: "mevcûd" ve "mümkün mevcûd". Mümkün mevcûd, var olması mümkün olan ancak varlık kazanmamış her şeydir. Varlığın zorunlu olarak mevcut olduğu tek varlık ise "Varlıkların Varlığı" anlamına gelen Allah’tır. İbn Sina ve diğer felsefeciler, mevcûd kavramını Allah’ın yaratma gücü ile ilişkilendirerek, bu yaratılışın nihai anlamını sorgulamışlardır.

Mevcûd’un Günlük Kullanımda Anlamı

Türkçede, mevcûd kelimesi günlük hayatta genellikle “var olan” anlamında kullanılır. Bu, bir nesnenin ya da bir şeyin mevcut olduğunu belirtmek için oldukça yaygın bir ifadedir. Örneğin, "Bu odada mevcûd olan her şey düzenli olmalı" şeklinde bir kullanımda, "mevcûd" kelimesi mevcut olan nesneleri ifade eder.

Mevcûd Kelimesinin TDK’deki Yeri

Türk Dil Kurumu (TDK), "mevcûd" kelimesini "var olan" ve "bulunan" olarak tanımlar. Bu anlamda, mevcûd kelimesi, genel anlamda bir şeyin mevcut olduğunu belirtir. TDK’ye göre, mevcûd kelimesi, felsefi ve dini anlamlarının yanı sıra, günlük dilde de geniş bir kullanım alanına sahiptir.

Mevcûd ile Varlık Arasındaki Farklar

Felsefi anlamda mevcûd ile varlık terimleri bazen birbirinin yerine kullanılsa da, bazı filozoflara göre aralarında belirgin farklar vardır. "Varlık" kelimesi daha geniş bir anlam taşıyabilirken, "mevcûd" kelimesi daha çok somut ve belirli varlıkları ifade eder. Varlık, varlık anlayışını tüm evreni kapsayacak şekilde genişletirken, mevcûd daha çok fiziki dünyadaki varlıklarla sınırlıdır.

Örneğin, Heidegger gibi filozoflar, varlık (Sein) kavramını insan varoluşunun merkezine koyarak, "mevcûd" kelimesinin her zaman belirli bir varlık türünü ifade etmediğini, daha çok varlığın farklı bir boyutunu ortaya koyduğunu öne sürer. Bu noktada, "mevcûd" kelimesi, felsefi sistemde varlık anlayışının farklı boyutlarını ele alırken belirli varlıkları ifade etmek için kullanılır.

Mevcûd ve Zihinsel Varlıklar

Mevcûd kavramı, sadece fiziksel varlıklarla sınırlı kalmaz. Zihinsel ve manevi varlıklar da mevcûd olarak kabul edilebilir. Felsefi ve dini metinlerde, bir varlığın fiziksel bir formu olmayabilir, ancak yine de "mevcûd" sayılabilir. Örneğin, bir düşünce veya bir ruhsal durum, fiziksel bir varlık olmasa da "mevcûd" kabul edilebilir. İslam felsefesinde, mevcûd kelimesi bazen Tanrı'nın isimlerinden biri olarak da kullanılabilir.

Mevcûd Kavramının Diğer Kültürlerdeki Yeri

Mevcûd kavramı, Türkçede olduğu gibi diğer dillerde de varlık anlamını taşır. Özellikle Arapçadaki kökeni, bu kelimenin birçok farklı kültürde benzer bir anlama geldiğini gösterir. Batı felsefesinde de varlık (being) ve mevcut olma durumu sıkça tartışılan konulardır. Heidegger'in "varlık" (Sein) üzerine olan çalışmaları, Batı felsefesindeki varlık anlayışını şekillendirmiştir. Aynı şekilde, Doğu düşüncesinde de mevcûd kelimesi, insanın evrenle olan ilişkisini ve varlığının anlamını sorgulayan derin felsefi metinlerde yer alır.

Mevcûd ve İslam Tasavvufunda Varlık

İslam tasavvufunda, mevcûd kavramı büyük bir öneme sahiptir. Tasavvuf düşünürleri, evrenin varlık nedenini ve Allah’a yakınlık düşüncesini ele alırken, mevcûd kavramını sıkça işlerler. Allah’ın yarattığı her şey, bir anlamda O’nu yansıtmakta ve varlıklar, Allah’ın kudretinin bir göstergesi olarak kabul edilir. Mevcûd, bu düşünce sisteminde sadece fiziksel varlıklar değil, aynı zamanda manevi gerçeklikler olarak da kabul edilir.

Sonuç

Mevcûd, hem günlük dilde hem de felsefi, dini bağlamda derin anlamlar taşıyan bir kelimedir. Arapçadan Türkçeye geçmiş olan bu kelime, "var olan" anlamında kullanılsa da, özellikle felsefi metinlerde varlık anlayışının temel taşlarından biri haline gelir. Varlık, mevcûd ve bunların arasındaki ilişki, farklı düşünürler tarafından çeşitli şekillerde ele alınmıştır. İslam felsefesi ve tasavvufu başta olmak üzere, mevcûd kavramı, insanın varlıkla olan ilişkisini ve evrendeki yerini anlamlandırmaya yönelik önemli bir araçtır.